GÖSTERMEYE BAĞLI EDEBÎ METİNLER (TEMAŞA)
Test Özet
0 of 10 Sorular completed
Sorular:
Bilgi
Daha önce test değerini tamamladınız. Bu nedenle tekrar başlatamazsınız.
Test yükleniyor…
testbaşlatmak için oturum açmalı veya kaydolmalısınız.
Önce aşağıdakileri tamamlamanız gerekir:
Sonuçlar
Sonuçlar
0 of 10 Sorular answered correctly
Sizin zamanınız:
Zaman doldu
0 ile 0 puan (lar), (0) ulaştınız
Kazanılan Puan (lar): 0 of 0, (0)
0 Deneme Beklemede (Olası Nokta (lar): 0)
Kategoriler
- Kategorize edilmedi 0%
-
Testi tamamladınız. Cevapları kontrol ediniz.
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- Güncel
- İnceleme/Atla
- Cevaplandı
- Doğru
- Yanlış
-
Soru 1 of 10
1. Soru
Aşağıdakilerden hangisi, geleneksel tiyatro türlerini modern tiyatro türlerinden ayıran özelliklerden biri değildir?
-
Soru 2 of 10
2. Soru
—-, tek kişi tarafından oynanan bir halk tiyatrosudur. Bu oyunda halk arasında dolaşan veya yazılı edebiyattan alınan hikâyeler, kahramanlarının şiveleri taklit edilerek türlü jest ve mimiklerle anlatılır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
-
Soru 3 of 10
3. Soru
Aşağıdakilerden hangisi, Karagöz oyunundaki Hacivat’ın özelliklerinden biri değildir?
-
Soru 4 of 10
4. Soru
Temel ifade biçimi “gösterme” ve “anlatma” olan aşağıdaki göstermeye bağlı edebî metinlerden hangisi, geleneksel Türk tiyatrosu ürünlerinden biri değildir?
-
Soru 5 of 10
5. Soru
Kavuklu: Canım, geçende fırtına çıkmadı mıydı?
Pişekâr: Evet, hatta ben korkudan evin bodrumuna kaçmıştım; sen nerede idin?
Kavuklu: Ben göklerde…
Pişekâr: Deme!..
Kavuklu: Nasıl deme!.. Hâlâ tir tir titriyorum. Hasım hasım yanıyorum.
Pişekâr: Sakın sıtma olmasın?
Kavuklu: Sıtma kaç para eder!..
Pişekâr: Vah, vah! Aman Hamdiciğim, anlat bakayım!
Kavuklu: İşte, o fırtına sabahı idi. Rüzgâr daha pek o kadar esmiyor, yağmur azar azar çiseliyordu. Evden şemsiyeyi aldım, açtım. Fethiye yolunu tuttum. Fatih Meydanı’na geldim, rüzgâr ziyadeleşti.
Pişekâr: Açık, yüksek yerde öyledir.
Kavuklu: Baktım ki şemsiye dikilmeye başladı, neredeyse elimden kurtulacak. Sıkı sıkı sapına sarıldım.
Pişekâr: Allah vere de bocalamayaydın!
Kavuklu: Bocalamak nerede? Rüzgâr sertleştikçe sertleşti, şemsiye dikildikçe dikildi.
Pişekâr: Aman!
Kavuklu: Amanı zamanı yok. Bir aralık vücudumda bir hafiflik duydum. Dikkat ettim ki Fatih Camii’nin kapısının üstü ile bir hizaya gelmişim. Kurşunlar bana doğru…
Pişekâr: Ne diyorsun? Yat aşağı. Mazallah bir tanesi isabet etti mi?
Kavuklu: Tosun, sen bunamışsın! Tüfek kurşunu değil. Kubbe kurşunları…
Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
-
Soru 6 of 10
6. Soru
Hacivat’la Karagöz’ün çatışmasına kadar olan kısımdır. Perde aydınlatıldıktan sonra Hacivat müzik eşliğinde bir semai okur. Semai bitince “Of, hay Hak!” diyerek “perde gazeli” denen bir şiir okur. Sonra Karagöz’ü perdeye davet eden sözler söyler. Karagöz, Hacivat’ın çıkardığı gürültüye kızar, perdeye gelir.
Bu parçada Karagöz oyununa ait hangi bölüm anlatılmaktadır?
-
Soru 7 of 10
7. Soru
Hacivat: Hayrola Karagöz’üm, yanımdan geçersin, beni görmezsin. Paracıklarım dersin. Para mı kaybettin?
Karagöz: Hiç sorma Hacivat. Haftalık almıştım, onu kaybettim.
Hacivat: Bir gören, bir bulan yok mu?
Karagöz: Dört gören, beş bulan var. Canımı sıkma, canını yakarım.
Hacivat: Aman Karagöz’üm kızma. Para kaybedince ararsın, bulamazsan kadıya gidersin.
Karagöz: Hııı…
Hacivat: Para kaybettin, aradın bulamadın, ne yaparsın? Kadıya gidersin.
Karagöz: Demek paramı kadı bulmuş.
Hacivat: Kadı’nın para falan bulduğu yok. Parayı bulan, kadıya bırakır. Kaybeden kadıya gider. Para kadıdaysa parasını alır.
Karagöz: Ya para kadıda yoksa…
Hacivat: O zaman avucunu yalar.
Karagöz: Yani şimdi avucumu yalarsam param bulunur mu?
Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
-
Soru 8 of 10
8. Soru
Karagöz oyununda genellikle sözler yanlış anlaşılarak güldürü ögesi oluşturulur.
Aşağıdakilerin hangisinde bu durumun örneği yoktur?
-
Soru 9 of 10
9. Soru
Kavuklu: Efendim, benim dükkân komşum İlyas Efendi’yi tanırsın!
Pişekâr: Tanırım.
Kavuklu: İşte onun başına bir iş geldi.
Pişekâr: (Heyecanlı) Nasıl bir iş?
Kavuklu: Korkma canım! İş dediysek öyle kötü bir şey değil. Bizim İlyas Efendi kara sevdaya tutulmuş.
Pişekâr: Deme!
Kavuklu: Dün dükkânına biri altmış altmış beş, diğeri kırk kırk beş yaşlarında iki kadın gelmiş. Aralarında geçen konuşmadan genç olanın adının Safinaz olduğunu ve bu taraflarda oturduğunu öğrenmiş.
Orta oyununun asıl oyunundan alınan bu parça hangi bölüme aittir?
-
Soru 10 of 10
10. Soru
Âşık Hasan: Bana bak oğlum Muslu, öyle bir yere geldik ki buradan çift gelen tek gider, tek gelen hiç gider. Sen şöyle önüme geç oğlum!
Muslu: Babacığım, arkandan geliyorum, hiç küçükler büyüğünün önüne geçer mi?
Âşık Hasan: Sen şimdi beni dinle, geç önüme, burası bir netameli yerdir. Sonra seni çalarlar.(Cin gelir, Muslu’yu götürür.)
Âşık Hasan: Haydi oğlum Muslu, geç önüme! Oğlum Muslu!..
Karagöz: Vay hemşerim, burada musluk yok, şurada çeşme var, orada takılı musluk.
Âşık Hasan: Ah, zalim kavak! Dalın budağın kırılsın, yaprakların solsun! Oğlum Muslu!..
Karagöz: Baba, burada musluk filan yok.
Âşık Hasan: Musluk değil, benim oğlumun adı Muslu, bu zalim kavak aldı gitti. Benim ciğerimi dağladı.
—-, bu metnin fasıl bölümünden alındığını göstermektedir.
Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?