MİLLÎ EDEBİYAT – IV
Test Özet
0 of 11 Sorular completed
Sorular:
Bilgi
Daha önce test değerini tamamladınız. Bu nedenle tekrar başlatamazsınız.
Test yükleniyor…
testbaşlatmak için oturum açmalı veya kaydolmalısınız.
Önce aşağıdakileri tamamlamanız gerekir:
Sonuçlar
Sonuçlar
0 of 11 Sorular answered correctly
Sizin zamanınız:
Zaman doldu
0 ile 0 puan (lar), (0) ulaştınız
Kazanılan Puan (lar): 0 of 0, (0)
0 Deneme Beklemede (Olası Nokta (lar): 0)
Kategoriler
- Kategorize edilmedi 0%
-
Testi tamamladınız. Cevapları kontrol ediniz.
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- 11
- Güncel
- İnceleme/Atla
- Cevaplandı
- Doğru
- Yanlış
-
Soru 1 of 11
1. Soru
Bakın, bizim öz Türkçemiz ne hoş dil;
Onun her bir nağmesi,
Gökten gelen hitap gibi saf sesi
Ne bülbüle, ne duduya eş değil.
Bu dil alageyiklerin içtiği
Yakut renkli çaylar gibi şarıldar;
Orhun ile Kızılırmak gibi ki
Sularında ruhlarımız pırıldar.
Eğiliniz ey şerefler, ey şanlar,
Ey ırklara altın destan yazanlar!
Biz devlerin, fillerin
Diz çöktüğü kuvvetin
Eski yeni dillerin
Anlattığı milletiz
Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? -
Soru 2 of 11
2. Soru
Bakın, bizim öz Türkçemiz ne hoş dil;
Onun her bir nağmesi,
Gökten gelen hitap gibi saf sesi
Ne bülbüle, ne duduya eş değil.
Bu dil alageyiklerin içtiği
Yakut renkli çaylar gibi şarıldar;
Orhun ile Kızılırmak gibi ki
Sularında ruhlarımız pırıldar.
Eğiliniz ey şerefler, ey şanlar,
Ey ırklara altın destan yazanlar!
Biz devlerin, fillerin
Diz çöktüğü kuvvetin
Eski yeni dillerin
Anlattığı milletiz
Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? -
Soru 3 of 11
3. Soru
1899’da Tıbbiyye-i Mülkiyye’yi bitirdikten sonra bir süre doktorluk yapan, sonraki yıllarda ise Darülfünunun’da felsefe ve estetik dersleri verdiğini bildiğimiz —- Türk kültür ve edebiyat tarihinde “feylesof” lakabıyla bilinmiştir. İlk şiirlerinde aruzu tercih etmiş ancak bu alandaki asıl ününü 1913’ten sonra hece vezniyle ve sade Türkçe ile yazdığı, tekke ve âşık edebiyatı temelli şiirlerle kazanmıştır. Şiirlerinde ustaca yararlandığı halk kültürü ile ilgili yazılarıyla Millî Edebiyat’ın şekillenmesine katkı sağlayan sanatçıya ait şiirlerinin büyük bir kısmı Serab-ı Ömrüm isimli eserinde yer almaktadır.
Bu parçada boş bırakılan yere ismi getirilmesi gereken sanatçı aşağıdakilerden hangisidir? -
Soru 4 of 11
4. Soru
I. Osmanlı adı her duyana lerze-resândır
Ecdâdımızın heybeti ma’rûf-u cihândır
Fıtrat değişir sanma bu kan yine o kandır
Gavgâda şehâdetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can verir nâm alırız biz
II. Övün ey Çanakkale, cihan durdukça övün!
Ömründe göstermedin bin düşmana bir gün.
Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün,
Başına yüz milletin birden üşüştüğü yersin!
Birincisi Namık Kemal’e ikincisi Faruk Nafiz Çamlıbel’e ait olan bu şiir parçalarının hangi özelliklerinin ortak olduğu söylenebilir? -
Soru 5 of 11
5. Soru
O kadar dolu ki toprağın şanla,
Bir değil, sanki bin vatan gibisin.
Yüce dağlarına çöken dumanla
Göklerde yazılı destan gibisin.
Bu dörtlüğün ahenk özellikleri aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir? -
Soru 6 of 11
6. Soru
Aşağıdaki şair-eser eşleştirmelerinden hangisinde yanlışlık yapılmıştır?
-
Soru 7 of 11
7. Soru
1885’te İstanbul’da doğan sanatçı Mekteb-i Hukuk tahsili görmüştür. Şiir, tiyatro, antoloji, roman ve biyografi gibi alanlarda eser vermiş, gazetelerde fıkra ve makaleler kaleme almıştır. Edebî hayatının önemli dönüm noktalarından biri Mehmet Akif ile kurduğu arkadaşlık olmuş, Sırat-ı Müstakim ve Tercüman-ı Hakikat gibi dergi ve gazetelerde daha çok kahramanlık ve vatan sevgisi temalarını işleyen şiirlerinin yayımlanmasıyla adını duyurmuştur. Sanatçının adı “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dizeleri ile özdeşleşmiştir.
Bu parçada aşağıdaki sanatçılardan hangisi tanıtılmaktadır? -
Soru 8 of 11
8. Soru
Ölmez bu vatan farz-ı muhâl ölse de hattâ
Çekmez kürenin sırtı bu tâbût-ı cesîmi
(farz-ı muhal: varsayalım ki, küre: yeryüzü, cesîm: büyük)
Bu dizelerde aşağıdaki söz sanatlarından hangisi yoktur? -
Soru 9 of 11
9. Soru
Sakarya’da ebedîlik sırrına eren
Kahramanlar arasından geçiyor tren.
Hatırasız harabeler önünde durup
Duyuyoruz ruhumuzda hazin bir gurup.
Sonra yine tren sesi, yine yolculuk,
Her saniye karşımızda başka bir ufuk!
Ey bu yolda sıralanan gazi tepeler!
Siz de koşup gelirdiniz bilseydiniz eğer.
Bilseniz ki Dumlupınar önünde yarın
Ayini var hürriyete tapanların!
Bu dizeler Millî Edebiyat Dönemi şiirini besleyen aşağıdaki kaynaklardan hangisini işaret etmez? -
Soru 10 of 11
10. Soru
Aşağıdaki isimlerden hangisi hecenin beş şairinden biri değildir?
-
Soru 11 of 11
11. Soru
Tevfik Fikret
Ey sahn-ı mezâlim…Evet, ey sahne-i garrâ,
Ey sahne-i zî-şâ’şaa-i hâile-pîrâ!
Ey şa’şaanın, kevkebenin mehdi, mezârı
Şarkın ezelî hâkime-i câzibedârı;
Ey kanlı mahabbetleri bî-lerziş-i nefret
Perverde eden sîne-i meshûf-ı sefâhet;
Ey Marmara’nın mâi der-âgûşu içinde
Ölmüş gibi dalgın uyuyan tûde-i zinde;
(Ey zulümler sahnesi… Evet, ey gösterişli sahne, Ey facialar süsleyen şaşaalı sahne! Ey şaşaanın, tantananın beşiği, mezarı; Doğu’nun ezeli cazibeli hükmedeni. Ey kanlı sevgileri nefretle titremeden besleyen sefahate susamış göğüs. Ey Marmara’nın mavi kucaklayışı içinde ölmüş gibi dalgın uyuyan canlı yığın.)Yahya Kemal
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim, gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
İstanbul’u konu edinen bu iki şiir parçası ile ilgili karşılaştırmada aşağıdakilerden hangisi söylenemez?