TANZİMAT EDEBİYATI/ANLATMAYA BAĞLI METİNLER
Test Özet
0 of 10 Sorular completed
Sorular:
Bilgi
Daha önce test değerini tamamladınız. Bu nedenle tekrar başlatamazsınız.
Test yükleniyor…
testbaşlatmak için oturum açmalı veya kaydolmalısınız.
Önce aşağıdakileri tamamlamanız gerekir:
Sonuçlar
Sonuçlar
0 of 10 Sorular answered correctly
Sizin zamanınız:
Zaman doldu
0 ile 0 puan (lar), (0) ulaştınız
Kazanılan Puan (lar): 0 of 0, (0)
0 Deneme Beklemede (Olası Nokta (lar): 0)
Kategoriler
- Kategorize edilmedi 0%
-
Testi tamamladınız. Cevapları kontrol ediniz.
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- 10
- Güncel
- İnceleme/Atla
- Cevaplandı
- Doğru
- Yanlış
-
Soru 1 of 10
1. Soru
Mahpeyker, insan yüreğinin derinliklerini görmekte edindiği ustalık sayesinde Ali Bey’in gönlündeki hisleri tamamıyla gözünün önünden geçirdikten sonra, kâh söylediği sözlere pişmanlık gösterir kâh sevgisini hissettirdiğinden dolayı gönlünde meydana gelen gizli memnuniyeti örtmeye çalışır kâh âşıkane hareketlerine karşısındakinden güzel karşılıklar bekler tarzda birtakım şivelere dökülerek her bakışında bir başka ima, her hareketinde bir başka işve göstere göstere Ali Bey’i bulunduğu hazin şaşkınlık içinden kurtarmaya çalıştı. Bu suretle yavaş yavaş çocuğun çehresine toz pembe yaşmaklar kadar hafif bir al renk yayılmaya başladı.
Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı ürünü olan bu metin için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
-
Soru 2 of 10
2. Soru
Aşağıdakilerden hangisi Tanzimat Dönemi’nde kaleme alınmış bir anlatmaya bağlı edebî metin değildir?
-
Soru 3 of 10
3. Soru
Aşağıdaki Tanzimat Dönemi sanatkârlarından hangisi hikâye türünde eser vermiştir?
-
Soru 4 of 10
4. Soru
Aşağıdaki kahraman-eser eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
-
Soru 5 of 10
5. Soru
• Pozitivist felsefeden beslenir.
• Gözlem ve tasvir önemsenmiştir.
• Nesnellik esastır.
• Özellikle hikâye ve roman türünde etkisini göstermiştir.
Bu özellikler Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı’nın etkisinde kaldığı hangi edebî akımı tanımlamaktadır?
-
Soru 6 of 10
6. Soru
Asıl mesleği askerlik olan Tanzimat Dönemi roman ve hikâye yazarı —- ilk yazısını 1880’de Vakit gazetesinde yayımlamıştır. Bir sonraki yıl ise Ceride-i Havadis’te “Hoşnişîn veya Cihanda Safâ Bu mu?” isimli manzum bir piyesini neşretmiştir. Şiir ve makale alanlarında da çalışmaları olan sanatkârın asıl ününü konusu Kaş’ın bir köyünde geçen uzun hikâyesi ile kıskançlık psikolojisi üzerinden kurguladığı romanı sağlamıştır.
Bu parçada boş bırakılan yere getirilmesi gereken isim aşağıdakilerden hangisidir?
-
Soru 7 of 10
7. Soru
Tanzimat Dönemi roman ve Batı tarzı hikâyeleri ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
-
Soru 8 of 10
8. Soru
Yalı komşuları Düriye Hanım’ın hanesinde hiç böyle şeyler işitmedikleri cihetle istigrap eyliyorlar idi. Vakıa Ziba’nın oraya vürudunu ve maksat dahi kızın terbiyesi olduğunu Düriye Hanım bir ihtiyat olmak üzere evvelce birkaç komşuya haber vermiş idiyse de sair komşuların henüz bundan haberleri yok idi. Halbuki İstanbul’umuz malumdur ya! Kaide-i medeniyet herkesin kendi hanesi dâhilinde hâkim olarak onun haricine karışmamasını iktiza ettirdiği hâlde bizim usul-i medeniyetimiz iktizasınca biz hepimiz mahalle kethüdası kesiliriz. Herkesin hanesine karışırız. Hatta bazılarımız kendi hanesine karıştığından ziyade âlemin hanesine karışmak ile iştigal eder. O kadar ki âlemin hanelerinde bulup tashihine lüzum gösterdiği kusurları kendi hanesinde de arayıp bularak tashih etmiş olsa hanesinin pek mükemmel bir hane olacağı derkâr iken iştigalini böyle müsmir bir surette etmeyip de beyhude yere edenlerimiz pek çoktur. “Mevla cümlesini ıslah eylesin” diyelim.
Bu metnin dil ve anlatım özellikleri için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
-
Soru 9 of 10
9. Soru
I. Haseki taraflarında bir çıkmaz sokağın içinde yalnız tavan üç odalı bir ev, bir mezar gibi, sükunet-i ebediyye ile muhat idi. Bir hal-i nisyan ve metrukiyette bulunuyordu. Çatısından kopan bir tahta, damdan uçan bir kiremit, duvarlarından yuvarlanan bir taş senelerce düştüğü yerde kalır.
Ara sıra çirkin, ihtiyar bir Rum karısı -cadılara mahsus dehşet ve sükunetle- dışarı çıkarak malzeme-i beytiyyesini iştira ve tedarikle alelacele eve girip kaybolurdu.
II. Hüsn etmede idi dem-be-dem âh
Bir Aşk bilirdi bir de Allâh
İsmet buna sordı sûz-ı derdi
Gûş etdi cevâb âh-ı serdi
Hüsn eyledi mâcerâyı takrîr
Rü’yâsını etdi böyle ta’bîrAşağıdakilerden hangisi bu metin parçaları için ortak bir özelliktir?
-
Soru 10 of 10
10. Soru
İki sene sonra Paşa yine ma’zûlen İstanbul’a geldiği zaman mahdum beyi kara cümleden, imladan, kıraatten bizzat bi’limtihan malumatını derece-i kâfiyede görmekle tahsiline ikmal edip de bir şehadetname alıncaya kadar mektebe devam ettirmeğe lüzum görmeyerek çocuğu kendi arzusu üzerine Babıâli aklâmından birisine çırağ ettirmiş ve Beyefendi için tahsili artık bi’t-tabi vacip görünen Fransızca ile beraber ikinci derecede lüzumu teslim olunan Arabî ve Farisîyi öğrenmek üzere Bihrûz Bey’e başka başka maaşlı hocalar tayin etmiş idi.
Bu metin parçasında Tanzimat Dönemi zihniyetini oluşturan kavramlardan hangileri işaret edilmektedir?