İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR – 3
Test Özet
0 of 9 Sorular completed
Sorular:
Bilgi
Daha önce test değerini tamamladınız. Bu nedenle tekrar başlatamazsınız.
Test yükleniyor…
testbaşlatmak için oturum açmalı veya kaydolmalısınız.
Önce aşağıdakileri tamamlamanız gerekir:
Sonuçlar
Sonuçlar
0 of 9 Sorular answered correctly
Sizin zamanınız:
Zaman doldu
0 ile 0 puan (lar), (0) ulaştınız
Kazanılan Puan (lar): 0 of 0, (0)
0 Deneme Beklemede (Olası Nokta (lar): 0)
Kategoriler
- Kategorize edilmedi 0%
-
Testi tamamladınız. Cevapları kontrol ediniz.
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
- 6
- 7
- 8
- 9
- Güncel
- İnceleme/Atla
- Cevaplandı
- Doğru
- Yanlış
-
Soru 1 of 9
1. Soru
Sözlükte “bir şeyi bilmek, iyi ve tam anlamak, derinlemesine kavramak” anlamına gelen fıkıh kelimesi İslam’ın ilk dönemlerinde bu anlamlarda kullanılmıştır. Ancak Kur’an ve hadisin İslam toplumunun iki temel bilgi kaynağı olması sebebiyle kelime, genelde Kur’an ve hadis merkezli dini bilgiyi ve anlayışı ifade etmektedir. İslam toplumunda dini bilginin gelişip alt ilim dallarının oluşmasına paralel olarak fıkıh, hicri II. yüzyılın sonlarından itibaren İslam’ın uygulanmasına dair çözüm üretme anlamında sistemli bir ilim haline gelmeye başlamıştır. Bu bağlamda fıkıh, İslam’ın bireysel ve toplumsal hayata dair amelî hükümlerini bilmeyi ve bu konuyu inceleyen ilim dalını ifade eden bir terim olmuştur.
Bu parçadan fıkıh kavramıyla ilgili aşağıdaki sonuçların hangisine varılamaz?
-
Soru 2 of 9
2. Soru
Asıl adı Muhammed bin İdris olan bu âlimin dinî yorum ve görüşlerinde bazen değişiklikler yapmıştır. Dönemin birçok ilim merkezlerini gezen ve buralardaki gelenekler hakkında bilgi sahibi olan bu âlim, bazı fetvalarını bulunduğu çevrenin şartları doğrultusunda zaman zaman gözden geçirmiştir. Bundan dolayı da onun Bağdat’ta bulunduğu dönemde yaptığı içtihatlar için “eski görüşü”, Mısır’daki içtihatları için de “yeni görüşü” tabirleri kullanılmıştır.
Kendi adıyla bir fıkhî-amelî mezhep bulunan bu âlim aşağıdakilerden hangisidir?
-
Soru 3 of 9
3. Soru
Bu mezhep, ünlü bir hadis ve fıkıh âliminin görüşlerini esas alan ve onun adıyla anılan fıkhi bir yorumdur. Bu amelî-fıkhî yorumda ibadetle ilgili karşılaşılan problemlerin çözümünde dinî metinler ve önceki âlimlerin ortaya koyduğu çözümlere öncelik verilmiş olup muamelat konularında ise “Eşyada asıl olan mübahlıktır.” ilkesine göre hareket edilmiştir. En belirgin özelliklerinden biri de hakkında hüküm bulunmayan konularda hadis ve sahabe sözleri gibi nakli delillere başvurmayı ilke edinmiş olmalarıdır. Günümüzde Suudi Arabistan’ın resmi mezhebi konumundadır.
Sözü edilen bu amelî-fıkhî yorum aşağıdakilerden hangisidir?
-
Soru 4 of 9
4. Soru
Aşağıdakilerden hangisi Caferilikle ilgili yanlış bir bilgidir?
-
Soru 5 of 9
5. Soru
Amelî-fıkhî yorumların önderlerinin telif ettiği bazı eserler şu şekildedir:
• Muvatta
• er-Risale
• el-Müsned
• Fıkhu’l-ekber
Aşağıdaki âlimlerden hangisinin eseri burada verilmemiştir? -
Soru 6 of 9
6. Soru
• Görüş ve uygulamalarında tabiin sözlerini de kaynak kabul eder.
• Medine halkının uygulamalarına diğer mezheplerden daha fazla önem verir.
• Dinin doğru anlaşılmasında, Hz. Peygamberin denetiminden geçtiği için Medine halkının örfü öncelikli bir konuma sahiptir.
• Günümüzde Mısır, Tunus, Cezayir, Fas ve Sudan’da yaşayan Müslümanlar arasında yaygındır.
Bu bilgiler aşağıdaki amelî-fıkhî yorumlardan hangisine aittir?
-
Soru 7 of 9
7. Soru
Amelî-fıkhî yorumlarda ortaya çıkan problemleri çözmek için bazı kaynaklara başvurulmuştur. Bu kaynaklarda bulunan hükme ya da çözüme de literatürde delil denmiştir. Bu delillerin başında Kur’an ve Sünnet gelmektedir. Ancak ortada olan probleme dair çözüm ya da hüküm eğer bu iki kaynakta bulunamadığında çözüm için başka delillere başvurulmuştur.
Buna göre;
I. İcmâ
II. Kıyas
III. Yabancı devlet kanunları
gibi yöntemlerden hangileri bu delillerden biri değildir? -
Soru 8 of 9
8. Soru
İslam düşüncesinde amelî-fıkhî yorumlarla ilgili aşağıdakilerden hangisinde bilgi yanlışlığı yapılmıştır?
-
Soru 9 of 9
9. Soru
İnsanların düşünme ve anlama yetenekleri farklıdır. İslam dini, insanların sahip oldukları bu yeteneklerini kullanmalarına imkân tanımıştır. Bunun en güzel örneği belki de Hz. Peygamberin vefatından sonra ayet ve hadislerin yorumlarından ortaya çıkan farklı görüş ve düşüncelere bağlı farklı din anlayışlarının oluşmasıdır. Bu farklı anlayışlar dinin kendisi değil onun bir yorumu olarak kabul edilmiş ve bu kabul dolayısıyla Müslüman toplumlarda canlı bir düşünce ortamı oluşmuştur.
Bu parçada vurgulanan husus aşağıdakilerden hangisidir?